Endüstri Mühendisliği hakkında yazılan değerli yazılardan birisi olan aşağıdaki yazıyı zevkle okuyacağınızı umuyorum. Değerli meslektaşımız Kamil Bey’e katkılarından dolayı teşekkür ederiz. [i.a.]

Ülkemizde ortalama bir ebeveyn Endüstri Mühendisinin ne iş yaptığını ve karaktere göre meslek seçiminin ne olduğunu tam olarak bilmez. Etraftan duyduğu veya internetten okuduğu üç beş satır bilgiler ışığında evlatlarının Endüstri Mühendisi olması gerektiğine karar verir.  Karar verirken kafalarında birden çok değişken vardır ama temelde; çocuğunun mezun olduktan sonra işsiz kalmaması ve her alanda çalışabilir olması en önemli kriterdir. Aile, meslek seçimi dönemine kadar hep yüksek puana, en iyi dershaneye göndermeye veya özel derse önem verirken çocuğunun karakteriyle ilgilenmeye pek vakit bulamaz. Hatta daha da ileri gidip, çocuğunun derslerinin aksayacağını düşünerek ona genelde hiç iş yaptırmaz ve çocuğunun sorumluluklarını da üzerine alır. Aslında farkında olmadan çocuğunun kendi ayaklarının üzerinde duracağı dönemde çok ihtiyaç duyacağı; sorumluluk, risk alma ve karar alma gibi karakteristik özelliklerine olumsuz manada katkı sağlamış olur.

Ailelerin mesleklerin detaylarını bilmemesi veya meslek seçiminde etkili olması bilenen bir geçektir ama bundan daha şaşırtıcı olan; Endüstri Mühendisliği bölümünde öğrenim gören mühendis adaylarında, çiçeği burnunda mühendislerde hatta mesleğinde ilerlemiş bir çok Endüstri Mühendisinde görülen bir “vaka” ile karşı karşıya olmamız. Bu vaka genelde; “Endüstri Mühendisi ne iş yapar” sorusunun sorulmasıyla ortaya çıkar.  Sorunun sorulmasıyla mühendisin ağzından kelimeler dökülmeye başlar ama anlatan ile dinleyen genelde aynı frekansta olmaz. Örnekler verilmeye çalışılır ama verilmek istenen mesaj tam olarak verilemez, arada gürültüler ortaya çıkar ve kafalar netleşmeden diyalog sona erer. İşte bizlerin yaşadığı vaka da bu: “Endüstri Mühendisi Ne İş Yapar Cevabı Vakası”.

Bu vakanın neden yıllardır devam ettiğini düşündüğümüzde karşımıza bununla ilgili onlarca neden çıkarıyor. Bunlar; toplumun bilgi seviyesindeki eksiklikler, ülkemizde endüstri kelimesinin tam anlaşılmaması, akademisyenlerin endüstriden uzak olması ve öğrencilerine Endüstri Mühendisliği faaliyet alanlarını yeterli örneklerle anlatamaması, iş dünyasının üniversite camiasından uzak olması, toplum olarak kendimizi ifade edebilmede ki eksikliklerimiz şeklinde çoğaltılabilir.

Bir endüstri Mühendisi ne iş yapar sorusuna veriler cevap genelde; “her işi yapar” şeklinde olur. Gerçekten de her işi yapar mı? Mezun olduğunda kırmızı halılarla beklendiğini düşünen, en az müdürlük seviyesinde işe başlamayı arzu eden veya zor şartlarda bu günlere getirdiği babasının şirketinin çok kötü yönetildiğini, kendisinin kurtarıcı olduğunu düşünen bir çok genç arkadaşlarımızın hoşuna gitmeyecek olsa da bunun cevabi koca bir “hayır”. Peki, nerede Endüstri Mühendisinin her işi yapar savı? Ben bu savı her işi yapabilirden ziyade “her işi yapabilme potansiyeline sahiptir” diye düzeltmek istiyorum.  Tabi potansiyelin performansa dönüşmesi için bazı şartların yerine getirilmesi kaydıyla.

Endüstri mühendisliği bölümünü bitiren bir mühendis bazı donanımlara sahip olur. Bunlar; planlama, analiz, proje yönetimi, kalite, optimizasyon (en iyileme), verimlilik, ergonomi, tedarik zinciri, istatistik gibi alınan mesleki derslerle oluşan bilgiler, yaz dönemlerinde yapılan stajlar, eğer varsa arada iş tecrübesi ve orada kazanılan bazı teknik özelliklerin toplamıdır.

Endüstri Mühendisliği diğer mühendislikler gibi (makina, bilgisayar, gıda, elektronik vb.) yalın disiplinden öte disiplinler arası bir mühendislik dalıdır. Belirli bir alanda uzmanlığı yoktur ama farklı bir bakış açısına sahiptir, çoğu zaman şirket içindeki diğer birimler veya insanlar arasında köprü görevini üstlenir ve olaylara birden çok pencereden bakar veya baktırır. İşinin içinde her zaman insan vardır ve tüm süreç adımlarında insan faktörüyle karşı karşıyadır.

Bir Endüstri Mühendisi yazılımdan, biraz makinadan,  biraz da elektronikten anlar. Üretim, imalat, istatistik, süreç ve sistem tasarımı,  verimlilik,  ergonomi, planlama, stok yönetimi, maliyet yönetimi, lojistik, karar verme, tedarik zinciri/satın alma, alanlarında kendine has metotlarıyla derinlemesine bilgi sahibidir.  Peki, işletme yönetimi?  Pazarlama, satış, insan kaynakları, stratejik yönetim, ekonomi, finans, muhasebe gibi konulara seçmeli olarak el atar. Yani bir Endüstri Mühendisi bir kurumda mevcut olan birçok alandan ders alır ve her işi yapma potansiyeli böyle ortaya çıkar.

Genel manada bir Endüstri Mühendisi;

  • Üretim planlanma yönetiminde,
  • Ürünün nereden, ne zaman, en uygun fiyat ve kalitede alınacağının yönetiminde,
  • Bir işin standart zamanın veya ergonomisinin belirlenmesinde,
  • İşlerin daha kısa surede, daha az maliyetle yapılabilmesi için verimlilik çalışmalarında,
  • Kalite ve ar-ge biriminde ürünlerini geliştirme süreçlerinin yönetiminde,
  • Ürünlerin stoklanması, taşıma ve sevkiyatının yönetimi gibi operasyonlarda,
  • İhracat ve ithalat operasyonlarında,
  • Ürün veya hizmetlerin pazarlanmasında, satışında, tanıtımında, reklamların planlamasında ve etkisinin ölçülmesinde,
  • Müşteri şikâyetlerinin ve kurumun iletişimin yönetiminde, marka yönetiminde,
  • İnsan kaynakları biriminde; doğru kişileri doğru pozisyona almada ve yetenekleri yönetmede, kurum veya kişilerin performansını ölçmede, ücret, eğitim veya kariyer planlarının yapılmasında,
  • Rakipleri ve gelişmeleri göz önüne alarak şirketin kısa, orta ve uzun vadede nerede olacağını öngörecek şekilde stratejik planlama yönetiminde,
  • İşleri kişiden bağımsız kılarak süreçlerin tanımlanmasında, kurumsallaşma ve değişim yönetiminde,
  • Firmanın maddi olanaklarını ve gücünü kullanarak yeni sahalara girmesinin sağlamada,
  • Üründen, bilgiye, ham maddeden, insan kaynağına kadar kısıtlı kaynakların tek sistemden yönetilmesi için kurumsal kaynak planlaması sisteminin kurulumu ve yönetiminde,
  • Bilgi teknolojileri alanında kod yazma, yazılımlar ortaya çıkarmada,
  • Şirketin her türlü verilerinin analizinde, ileriye dönük tahminler yapılmasında ve veri tabanı yönetiminde,
  • Şirketin finansının yönetiminde, finansal değerlemelerinin yapılmasında, bütçesinin yönetiminde, şirket değerlemelerinde veya şirket evlilikleri sürecinde,

Gibi alanlarda görev alır bunun yanı sıra, devlet planlama, istatistik kurumları, sosyal sigortalar, bakanlıklar, bankalar, özel idareler, belediyeler, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, gibi alanlarda da benzer alanlarda çalışmalar yapabilir veya ailenin şirketi varsa direk yönetimine dahil olarak oradan kariyerine devam edebilir. Tabi ruh ve şartlar uygunsa girişimcilik yapmak için önünde hiçbir engel yoktur.

İş hayatının ilk beş ila on yılında okulda alınan dersler, bir Endüstri Mühendisinin iş dünyasında öğrenerek huzur içinde çalışması için yeterlidir. Yıllar biraz ilerledikçe yapılan işlerin veya üstlenilen görevlerin rutin gelmeye başladığı hissedilebilir ve daha fazla sorumluluk alma isteği ortaya çıkar. Bu çoğu zaman, yönetilmek yerine yönetmek, karar alıp uygulatmak, insanları yönetmek gibi eğilimleri ortaya çıkarır. Adına kariyer adımı denen bu süreç, süreç yönetiminde profesyonel olan Endüstri Mühendislerinin önüne başka süreçleri ortaya çıkarır. Bu yolda okulda alınan teknik dersler yeterli olmaz ve Endüstri Mühendisinin her işi yapar savı çürür ve “yetkinlik” denilen konu gündeme gelir. ‘’ Yetkinlik mi? O da nereden çıktı? Okulda gördük mü?’’  denildiğini duyar gibiyim.

Literatürde yetkinlik; “çalışanların kendi işlerinde başarılı performans göstermelerine olanak sağlayan kişisel yetenekleri ve beceri birikimleridir” şeklinde tanımlanır.

Yani bir işi layıkıyla yapabilmek için kişide hangi özellikler gerekiyorsa onlara verilen genel bir ad.

Gündem artık yöneticiliktir (eğer hedefte icra kurulu üyeliği, hatta CEO’luk varsa devreye başka başka özellikler girer bunu not düşmek gerekir). Yöneticilik denilen bilimde iş yapmak değil, iş yaptırmak söz konusudur. Zaten yöneticiliğin tam da tanımı da böyle der: Yöneticilik; başkaları aracılığı ile iş yapma, tek hedefe ulaşma sanatıdır. Yöneticiliğe adım atma zamanı geldiğinde okulda görülen dersler teknik yetkinlik olarak değerlendirmeye alınır ve “davranışsal yetkinlik” adı verilen başka bir terim buna eşlik eder.  Davranışsal yetkinlik; bilinmeyen bir terim gibi algılansa da aslında hayatın içinde olan, farkında olmadan derslerde ve iş hayatında öğrenilegelen bir kavram. Bunlara; planlama ve organize etme, takım çalışması, karar alma, müşteri odaklı olma (istenileni anlama), etkili dinleme, karşısında ikna etme, sonuç odaklanma, olma, risk alabilme, empati kurma ( kendisini başkasının yerine koyma), motive olma/etme, iletişim, dinleme, beden dilini etkin kullanma şeklinde örnekler verilebilir. İşte teknik donanımla nirvanaya ulaşmış mühendislerin en çok zorlandığı alanlar genelde bu konulardır. Bu özelliklerin sonradan öğrenilebilir olduğu şeklinde bir düşünce olsa da davranışsal yetkinlikler temelde kişinin karakteri, tecrübesi, hayatın ona öğrettikleri, karşılaştığı vakalar ve bu durumlarda takındığı tavırlarla ilgilidir. Yani geçmişte yaşanılan olaylara karşı alınan aksiyonlar, geleceğin bir göstergesi olabileceği şeklinde tanımlanır ve böyle varsayılır.

Endüstri Mühendisleri, misyonları gereği şirketin süreçlerini, yapılarını iyileştirme ve geliştirmeyle meşgul olurken çoğu zaman kendisinin de zaman içinde gelişmesi gerektiğini atlar. Bu özeliklerin gelişmesi için kişi bunun kendisinde ne derecede olduğunu bilmesi ve ona göre hareket etmesi en önemli konudur. Nasıl farkında olunur sorusu akıllara geliyor olabilir bunun ilk aşaması; farkındalık adımı. İkinci adım ise; kişinin kendisini bağımsız bir şekilde öz değerleme yapması veya yaptırmasıdır. Bireysel olarak kendini değerleme, karakter analizi testleri yaparak, profesyonellerden destek alarak yapılabileceği gibi başlangıçta bir kâğıda zayıf ve güçlü yanların yazılarak işe başlanabilir. Zayıf ve güçlü yanları bir terazi olarak düşündüğünde hangi alan ağır geliyorsa o alanla ilgili bir şeyler yapılması gerektiğinin anlaşılması gerekir. Ağır olan tarafa yatırım yapmak ve üzerine giderek farkın yaratılacağı, zayıf yanları da güçlendirerek zayıflıkları bertaraf ederek başarılı olunabileceğinin bilinmesi gerekiyor.

Günümüz öyle bir dönem ki teknoloji hızla ilerliyor, iş yapma şekilleri değişerek dün öğrenilenler bugün geçerliliğini yitirebiliyor. Her alanda rekabet artıyor ve dünya adeta bir köy haline gelerek umulmadık ülkelerden karşımıza rakipler çıkıyor. Tam da burada Endüstri Mühendisliğinin en iyiyi arama ve bulma, doğru karar verme, ileriyi görme, yönlendirme, karar destek mekanizmalarında aktif görev alma gibi özellikleri devreye giriyor, bunun gerçekleşmesi içinde sürekli öğrenme, değişimi yönetme gibi konulara kafa yorulması konusu gündeme geliyor.

İş dünyası, artık tercihen o ya da bu üniversite mezunu olunması, çift anadal diplomalı olunması, iki üniversite okunması veya yüksek ortalama yapılması gibi konularla ilgilenmiyor, kendini tanıyan ve geliştiren, ne yapmak istediğini bilen, günümüz şartlarını okuyan ve ileriyi düşünen, şirketine değer katacak donanımlı mühendis, yönetici ve liderle ilgileniyor. Bunu çok açık bir yüreklilikle söyleyebilirim ki; her işi yapma potansiyeline sahip Endüstri Mühendisleri de iş dünyasının aradığı lider yöneticilere en büyük adaylardır.

Yeter ki farklı bakalım, değişimi yönetip, yarınları bugünden okuyalım.

Kamil BAYAR – www.kamilbayar.com

Leave A Comment

En Son Yazılarımız İçin Abone Olun

En son yazılarımızı sizinle paylaşmaktan mutluluk duyacağız.

KVKK Politikamıza ulaşmak için lütfen tıklayınız.