Endüstri Mühendisliği mesleğini karşımızdaki birine izah etmek bazen zor olabilmekte. Bu anlamda farklı bir bakış açısı getiren bu yazıyı her Endüstri Mühendisinin okuması gerektiğini düşünüyorum. [i.a.]
Dört yıl kadar önce Endüstri mühendisi ne iş yapar? başlığı ile bir yazı kaleme almış ve kendimce Endüstri Mühendisliği ile ilgili bazı gerçekleri açıklamaya çalışmıştım. Hatta o yazıyı, Schubertin Bitmemiş Senfonisine patronunun yerine giden bir endüstri mühendisinin patronuna ilettiği değerlendirme raporu ile noktaladığımı daha dün gibi hatırlıyorum. Bununla birlikte, aradan geçen yıllar içerisinde Endüstri Mühendisliğinin toplumda algılanışında çok fazla bir ilerleme olmadığını hissediyorum. Bunu en basit çıplaklığıyla gazetelerde yayımlanan iş ilanlarında görebilmek mümkün. Endüstri Mühendisi arayan işletmelerin bir çoğu ısrarla ve inatla ve/veya da bağlaçlarını iş ilanlarında kullanmaya devam ediyorlar.
Örneğin sıklıkla görülen başlık şu: Makine Mühendisi ya da Endüstri Mühendisi aranıyor. Böyle olunca da, işler karışıyor. Sorgulanması gereken asıl şey şu! Acaba Endüstri Mühendisi, Makine Mühendisi ile değiştirilebilir bir şey midir? Tabii bütün bunlar olup biterken, Endüstri Mühendisliğinin de bir türlü kendini çok iyi tarif edemediğini itiraf etmek gerekir. Endüstri Mühendisliği ısrarla disiplinler arası olarak nitelendirildiği halde, ne yazık ki, disiplinlerin arasındaki bölge, bir başka deyişle ara kesit yani bir türlü tam olarak tanımlan(a)mamaktadır. Bu da çoğu kez, Endüstri Mühendisliğinin diğer disiplinlerin alanına, diğer disiplinlerin de Endüstri Mühendisliği alanına girmesi ile sonuçlanmaktadır.
Hâlâ günümüzün gözde mesleklerinden birisi olmasına ve geleceğin meslekleri arasında sayılmasına rağmen, genç bir disiplin olan Endüstri Mühendisliğine bazıları tarafından devekuşu yakıştırması yapılıyor. Buradaki espri ise şu Endüstri Mühendisliği ne çölde yürüyen bir devedir, ne de uçabilen bir kuştur. Ne uzun yürüyebilir ne de uçabilir. Tabii, bu eleştirileri yapanlar (ki sayıları çok azdır), devekuşu misali kuma gömdükleri kafalarını şöyle bir kaldırabilselerdi, kesinlikle gerçeği de görebileceklerdi. Şurası iyi bilinmelidir ki, Endüstri Mühendisleri kesinlikle ne iş olsa yapan ya da her şeyden anlayan joker mühendisler değildir. Endüstri Mühendisliği kesinlikle bazılarının dediği gibi İşletme Mühendisliği ile Makine Mühendisliği karışımı bir şey değildir. Biraz ekonomi, biraz mühendislik ve üzerine de biraz yönetim ekilen bir çorba hiç değildir.
Endüstri Mühendisi özünde sistem yaklaşımı olan, sistemler ve süreçler tasarlayan ve bunları en uygun şekilde yöneten insandır.
Endüstri Mühendisliği insan, malzeme, makine, bilgi ve benzeri gibi temel girdileri ürün ve hizmete dönüştüren sistemlerin tasarlanması, kurulması ve verimli bir şekilde işletilmesi olduğu kadar sürekli geliştirilmesi ile de ilgilenen bir bilim dalıdır. Endüstri Mühendisi kimi zaman bir fotoğraf sanatçısı gibi kuruluşun fotoğrafını çeker, kimi zaman bir doktor gibi kuruluşun check-upını gerçekleştirir. Daha yatırım yapılmadan önce, yatırım analizlerini değerlendiren, fizibilite hazırlayan bir yatırım mühendisidir.
Endüstri Mühendisi, kimi zaman, yenilikçilik peşinde koşan ve yeni ürün geliştirme projelerini yürüten bir inovasyon mühendisidir, bir AR-GE mühendisidir Endüstri Mühendisi. Hizmet ve ürün kalitesini arttıran iş uygulamaları yapan bir kalite mühendisidir Endüstri Mühendisi. Maliyetleri azaltan, üretkenliği ve rekabet gücünü artıran ve verimlilik artışını sağlayan uygulamalara imza atan bir verimlilik mühendisidir Endüstri Mühendisi. Ama her şeyden önemlisi Endüstri Mühendisi, neye karar verileceğini ve alternatifler arasında nasıl karar verilebileceğini bilen bir karar mühendisidir. İşte sadece ve sadece bu nedenlerden (!) dolayı, biz özellikle kurumsallaşmak isteyen kuruluşlara, entelektüel sermayelerini artırmak isteyen kuruluşlara şiddetle endüstri mühendisi istihdam etmelerini öneriyoruz AR-GE projeleri geliştiren ya da geliştirme çabası içerisinde olan işletmelere, proje konusu ne olursa olsun, proje takımlarında en az bir endüstri mühendisi bulundurmalarını öneriyoruz. Gelin, Hepimiz Endüstri Mühendisiyiz! diye slogan atmayı artık bırakalım ve Endüstri Mühendisliğinin nimetlerinden hemen faydalanmaya başlayalım…
.
Bu yazı 2009 yılında bir forumda yayınlanmış ve çeşitli yorumlarla desteklenmişti. O zaman acizane bizde aşağıda ki şekilde katkı da bulunmuştuk.
Şunu kabul edelim ki bugün Endüstri Mühendisliğinde okuyan öğrencilerin birçoğu gerçekten Endüstri Mühendisinin ne demek olduğunu halkın anlayabileceği dilde ifade edememektedir. Çünkü Endüstri Mühendisi olup ta dış ticaretten finansa, üretimden bankacısına, kalite kontrolden siyasetçisine her çeşit alanda görev yapan meslektaşlarımız var. (ODTÜ’lü mezunların hatıralarını anlatan “TecrübEM” adlı kitabı her meslektaşımın okumasını şiddetle tavsiye ederim). Bu açıdan bakılınca illa şunu yaparız şeklinde bir kısıtlama yapmak zordur ama şunu diyebiliriz. Olayları, süreçleri, içinde bulunan mevcut durumu, şirketleri yada herhangi bir kurumun geleceği yada geçmişini anlamak, yorumlamak yada organize etmek için çok ama çok farklı bir bakış açısına sahibiz. Bunun adı kabaca “sistem yaklaşımıdır”. Bu yaklaşımın genel prensiplerini iyi anlayan her mühendis bunu her yere uygulayabilir. Belkide bu noktada biz Endüstri Mühendislerini aynı çatıda buluşturabiliriz yoksa meslek olarak şu işi yaparım bunu böyle ederim şeklinde kendimizi ifade etmemiz her zaman güç olmuştur ve güç olmaya da devam edecek gibi.
Ayrıca insanlara kendimizi söz ile değil yaptığımız yada yapacağımız kapsamlı ve ses getiren çalışmalarla ifade etmeliyiz. Eminim bir çoğumuz karşılaşmıştır. “Yavrum ne okuyorsun”. “Endüstri Mühendisliği amca” hemen ardından “İki yıllık mı dört yıllık mı?” sorusu gelmiştir ve belli ki bunların sonu kesilmeyecektir.
Bu arada gerçek altını anlayan ancak sarraflardır. Bizler “altın” olmaya devam edelim bizi anlayıp işe alan “sarraflar” zamanla artacaktır. Mesleğimizin onur ve itibarını yüceltmek, gerçekleri göstermek bizim ilk görevimiz olsa gerek…