Artık ülkeler şehirleri ile firmalar ürünleri ile markalaşıyor. Markalaşma acımasız rekabet karşısında her geçen gün önemli hale geliyor. Bu gelişmelere paralel olarak kişisel markalaşmada önem arz ederek ihtiyaç halini almakta. Başarılı olmak için kişisel markalaşmanın önemi nedir? Kişisel marka nasıl olunur? gibi sorulara detaylı şekilde cevap verilen bir yazı. Keyifle okumanız dileğimle… [i.a.]
‘Kişisel marka”nız sizi kanatlandırır
Kariyer için çok çalışmak ve doğru işler yapmak yeterli değil. Başarının yolu kendinizi bir çalışan olarak değil, bir marka olarak görüp, kendinizle ilgili algıları yönetmekten geçiyor.
Sadece ünlülerin ya da şirket liderlerinin değil, her profesyonelin markalaşmaya ihtiyacı var. Kişisel markanızı yaratmak ise farklılaşmakla, işinize değer katmakla ve insanların sizi nasıl algılayacağını yönetmekle mümkün.
Başarılı bir profesyonelsiniz. Çok çalışıyor, doğru işler yapıyor ve bunu istikrarlı bir şekilde devam ettiriyorsunuz. Fakat aynı işi yapan rakipleriniz hem daha fazla para kazanıyor, hem de daha çok iş teklifi alıyor. Siz ise nerede yanlış yaptığınızı sorguluyor, onların sizden farkının ne olduğunu düşünüp duruyorsunuz.
Sorunun cevabı; “rakiplerinizin kendi kişisel markalarını yaratmayı başarmaları” olmasın sakın? Dolayısıyla büyük firmalardan aldıkları iş tekliflerinin sebebi, kendilerini konumlandırma biçimleri ve çok daha gelişkin bir ilişkiler ağına sahip olmaları olabilir mi? İtiraf edelim çoğumuz, “işimi çok iyi yapmam kariyerimde ilerlemem için yeterlidir” diye düşünüyoruz. “Kendim olmayı ve kariyerimin beni nereye götüreceğini izlemeyi tercih ederim” diyenler de olabilir. Veya çok bildik bir tavırla, “Ben kendimi pazarlama konusunda pek iyi değilimdir” deyip işin içinden çıkmak da çok kolaydır.
Bulunduğunuz pozisyonu korumak, şimdilik sorun gibi görünmeyebilir ama ya sonrası? Artık batıda, bazı profesyoneller hangi işi yaparsa yapsın, hangi eğitimden geçmiş olursa olsun kariyerlerinde başarılı olmanın anahtarını kendilerini marka yapmak olduğunu anlamış durumda. Bugün “marka” artık sadece şirketler, ünlüler ya da astronomik ücretli sporcuların işine yarayan bir kavram değil.
Başarılı olmak için kendinizi bir çalışan, bir girişimci veya iş arayan biri olarak değil, bir ürün/marka olarak görmelisiniz. Çünkü bir birey olarak markalaşmanız, size özgürlük verir çünkü, güçlü olduğunuz yönleri tanımanızı ve gelecek tehditleri görmenizi sağlar. Size rekabet avantajı kazandırır: sizi yeni pazarları araştırmak konusunda meraklı kılar, taktikler üzerinde egzersiz yaptırır ve yeni vizyon kazandırır. Sizi geçmişin kıskacından kurtarır.
Başkalarına bırakmayın
Uzmanlar, “Siz kendi markanızı yönetmezseniz, bunu başkaları ve hatta rakipleriniz dezavantajınıza olacak şekilde yapar” diye uyarıyor. Örneğin bir süre önce terfi ettiniz. Bunun herkesçe biliniyor olmasını gerektirecek kadar zaman geçmiş olmasına rağmen üstleriniz, farklı departmanlardaki çalışanlar veya iş paydaşlarınız sizi hala önceki pozisyonunuzda algılıyor. Ve siz “bu durumu nasıl değiştirebilirim” diye düşünüp duruyorsunuz.
İşte kişisel markasını yönetmeyip bunu tesadüfe bırakan profesyonellerin çok sık karşılaştığı bir sorun. Kişisel marka ne demektir? Uzmanlar kişisel markayı;
“kişinin hayattaki duruşuyla ilgili dış dünyaya yansıttığı mesaj, aynı işi yapan herkese göre yarattığı fark ve işine ya da statüsüne kattığı değerlere dayalı bir kişisel kimlik” diye tanımlıyor ve bu kimliğin; nitelikler, yetenekler ve performans ve sizin değeriniz konusunda diğer insanların algılarının bir toplamı olduğunu belirtiyor.
Kişisel marka nasıl yaratılır?
Markalaşma (branding), bir ürünün gücünün ve pazar koşullarının analiz edildiği bir süreçtir. Bir hareket planı, bir pazarlama planı yapıp bir farkındalık ve ürünü satın alma güdüsü tesis etmektir. Markalama bir ”şey”den, bir değer yaratmaktır. Bir birey için başarılı bir kişisel marka yaratmak da, tıpkı böyle bir süreçtir.
Marka uzmanları, kişisel marka yaratmanın, kişinin kendisine bir ürünü piyasaya sürmeye hazırlanan bir şirketin pazarlama sorumlusu gözüyle bakmasıyla mümkün olacağını belirtiyor.
Örneğin siz, bir işveren veya bir şirket için çalışıyor olsanız bile kendinizi bir çalışan olarak ele almamalısınız. Kendinizi, “siz” denilen markaya hizmet eden, onun pazarlaması için çalışan biri gibi görmelisiniz. Bir pazarlama sorumlusu olarak ilk göreviniz, pazarı analiz edip ”ürün”ünüz için hangi fırsatlar ve tehditler olduğunu görmektir. Hitap ettiğim pazardaki mevcut koşullar nedir? Geleceğe ilişkin tahminler ve öngörüler nedir? Çözüm isteyen hangi problemler, hangi açıklar var? Hangi ihtiyaçlar karşılanmıyor? İşte sormanız gereken kritik sorular. Daha sonra diğer aşamalar geliyor.
Kendinizin pazarlama sorumlusu
Kişisel marka için ilk adım zihniyet değişimidir. Uzmanlar, “Kişisel markanızı yaratmak iki anahtar değişikliği içerir” diyor. Birinci değişikliği iş yapış ve düşünme biçiminde gerçekleştirin, kendinizi marka sorumlusu yapın. Bir markanın sorumluluğunu almak demek, ne söylemek istediğiniz konusunda değil, pazarın ne istediği konusunda düşünmek demektir. Siz denilen ürünü pazarlayan bir pazarlamacı gibi davranın.
Kişisel markalaşmada, pazarı iyi analiz ettikten sonra, kendi kendinizin muhasebesini yapın. Güçlü yanlarım nedir, zayıf yanlarım nedir? Rekabet ettiğim insanlarla kendi markamı nasıl kıyaslayabilirim? Anahtar niteliklere ve sizi farklılaştıran araçlara odaklanın. Yeteneklerinize, dirayetlerinize ve hatta pazarın ihtiyaçlarına çözüm olacak kişisel hasletlerinize dahi…
Böylece ünlü bir pazarlama uzmanının tarif ettiği pazarlama muhayyilesine kavuşacaksınız. Ardından farklı, doğru ve değer yaratan bir kişisel marka kimliği oluşturun. İkinci değişiklik, insanların sizi nasıl görmeye başladığı konusundadır. Algıları tasarladığınız kişisel markaya dayanarak değiştirmek.
Önemli olan kendiniz hakkında ne söylediğiniz değil, insanların sizin hakkınızdaki düşüncelerini yönetmektir.
Bu aşamada ne yapmak istediğiniz değil, mesai arkadaşlarınızın ya da müşterilerinizin reaksiyonları önem kazanır.
Nizami bir iş planı yapın
Strateji markalaşmanın beynidir ve rekabet avantajınızdır. Rakipleriniz yerine seçilmeniz için güçlü bir neden sunar. Zeki stratejiler, her adımda sizi bir sonrakine taşıyan taktiklerle güçlendirir. Ardından bir iş planı gelir. Ne zaman, ne yapacağınızı içeren nizami bir pazarlama planı geliştirin. Yazarken büyük ihtimalle yeni ve daha yaratıcı seçenekler aklınıza gelecektir. Kişisel marka hedeflerinizin olduğu bir takvim ve bu hedeflerin gerçekleşmesi için bir hareket planı oluşturmak çok önemli. Tıpkı bir pazarlama sorumlusu gibi, hedeflerinizi gerçekleştirmek için kişisel markalaşma takvimi çıkarmaktan söz ediyoruz. Ve tabii ki, bu planı siz yöneteceksiniz. Hedeflerinizi asgari şekilde tutturmak için…
Yüksek görünürlük
Temel gerçek: Birçok marka kişilik, yüksek görünürlük sağlamayı üstün yeteneklerine veya tesadüfi olaylara değil, stratejik bir pazarlama sürecine borçludur. Onların kitabında, “bir insanın dönüşümü geleneksel bir ürünün dönüşümünden daha kolaydır” diye yazar. Her birimizin sahip olduğu birçok değer var. Anahtar, pazarın ne istediğine bağlı olarak potansiyelimizi bunlar üzerinde geliştirmek. Böylece strateji geliştirip pazarda farkındalık yaratmak için taktikler oluşturabilirsiniz. Ve böylece hayatınızın en önemli markası olan “siz” denilen marka üzerinde doğru yolda ilerleyebilirsiniz.
İşin final adımı ise ölçüm yapmak: Etkinliğinizi mutlaka teyit edin. Portföyümde geçen yılkine göre nasıl bir fark oluştu? Hangi yeni projeleri üstlendim? Network”ümü nasıl genişlettim? Yeni neler öğrendim? Baktınız bu plan işe yaramıyor manevra değişikliği yapın. Markalaşma, dinamik bir süreçtir. Bir marka gibi düşünmek ve bir marka gibi hareket etmek, en değerli malınız olan ”siz”i talep edilen bir değere dönüştürmeyi mümkün kılar.
Marka Olmak İçin…
Başarılı marka yaratmak, doğruyu söylemek üzerine kuruludur. Belki gerçeğin tümüne değil ama, güçlü yönlerinize odaklanırsanız yine de doğruyu söylemiş olursunuz! Ve marka, ürünün ya da sizin sahip olduğunuz olumlu sıfatlar üzerine tesis olur. En iyi kişisel markalar, kendileri olmayı başaran insanlar tarafından yaratılır. Kendi fikirleri ve kendi sahip olduğu nitelikler…
Kendi tarzları… Yani kişisel markanızı, siz kimseniz onun ve yapabildiklerinizin üzerine kurmalısınız; olmak istediğiniz bir başkasının değil. Marka aynı zamanda, sürekli değişim ve yenilenme demektir. Fakat bu değişiklikler, performansınız veya ambalajınız, yani imajınız üzerinde olabilir. Ama unutmayın, kim olduğunuzla ilgili kökten değişiklikler yapamazsınız.
Siz Hangisisiniz?
Markasını yöneten profesyonel
- Profesyonel özgürlük
- Kendisi için çalışır
- Kendi talebini yaratır
- Pazarlama planı vardır
- Uzun vadeli düşünür
- Kendini pazarlar
- Problem çözücüdür
- Değer ve kaynakları vardır
- Pazarı vardır
- Farklılaşmıştır
- Stratejiye dayalıdır
- İlişkilerini geliştirir
- Bir ihtiyacı karşılar
”Çalışan birey”
- İş güvencesi Şirket/patron için çalışır
- İş olanaklarını araştırır
- Özgeçmişi vardır
- Kısa vadeli düşünür
- Yeni pozisyon arayışına girer
- İşi yerine getirir
- Becerileri vardır
- Mesai arkadaşları ve müşterileri vardır
- Pozisyona uygundur
- Aşırı çalışır
- Kayıt olur
- Verilen işi yerine getirir
Başarılı Ve Güçlü Bir Kişisel Marka
- Değerinizi dış dünyaya yansıtır
- Rekabet içerisinde farklılaştırır
- Duygusal bağlantılar tesis eder
- Daha iyi ücret için kapı açar
- Size olan talebi artırır
- Kötü zamanları kolay atlatmanızı sağlar
- Sizi takip eden değil, takip edilen yapar
Kimler Kendini Marka Yapmalı?
- Girişimciler ve küçük iş sahipleri: İşlerini bir adım öteye taşımak için
- Yöneticiler: Değişken iş yaşamı içerisinde daha fazla tanınmak ve kişisel değerlerini artırmak için
- Profesyoneller: Avukatlar, doktorlar vs. iş hacimlerini artırmak için
- İş yaşamındaki kadınlar ve girişimciler: Daha erkek egemen iş ortamında başarılı olmak için
- Satış temsilcileri: Daha etkili iş sonuçları almak ve daha sıkı müşteri bağlılığı yaratmak için
- 50 yaş üzeri yöneticiler ve profesyoneller: Bugünün çalışma hayatı ikliminde kendilerini marjinal hissetmemek için
- İş arayanlar: Kendilerini gittikçe kalabalıklaşan iş gücü piyasasında rakiplerine karşı farklılaştırmak için